Türkiye Cumhuriyeti Anayasası bütün yurttaşlarının korunma, topluma katılım, istihdam, çalışma ortamında korunma, eğitim ve toplumla bütünleşme haklarının garanti altına almıştır. Bu nedenle, engelli bireylerin örgütleri, engelli bireylerin sağlık, eğitim, bakım, rehabilitasyon, istihdam, sosyal güvenlik ve ulaşılabilir fiziksel çevre gibi haklarına ilişkin çeşitli düzenlemeleri savunmaktadır.
Engelli alanında gerçekleştirilen ve geleceğe umut veren iki gelişme bulunmaktadır. Bunlardan biri hizmet sunan kurumların yeniden organize edilmesi ve resmi ve sivil toplum kuruluşları arasında işbirliğinin artmasıdır. Her iki gelişmede özürlülük alanında çaba gösteren insanların uzun süreli çabalarının sonucunda gerçekleşmiştir ve politika ve hizmetlerin daha iyi olması için bir başlangıç olarak görülmektedir.
Kamu Kurumları
Engelliler Yüksek Kurulu, sağlık, eğitim,çalışma ve sosyal güvenlik, sosyal hizmetlerden sorumlu bakanlıkların ve kurumların temsilcilerinin, Sakatlar Konfederasyonu Başkanının ve üniversitelerden temsilcilerin katılım ile, özürlülük alanında politikaları belirlemek üzere 1997 yılında kurulmuştur. Engelliler İdaresi Başkanlığı ise Engelliler Yüksek Kurulu’nun sekretaryasını yürütmek üzere kurulmuştur. Engelliler İdaresi Başkanlığı’nın görevleri: kamu, özel, sivil toplum kuruluşları arasında koordinasyonu sağlamak; özürlülük alanında hizmet sağlayan projeleri desteklemek; araştırma raporlarını ve kitapları yayınlamak; özürlü bireylere özürlü kimlik kartı vermektir. Halen özürlü kimlik kartı sahiplerine, uçak, tren gibi ulaşım araçlarında, toplu taşım araçlarında ve tiyatrolarda indirim sağlamaktadır. Özürlü kimlik kartı sahiplerinin gelecekte başka olanaklardan yararlanmaları hedeflenmektedir. Bu hizmete dayalı kayıt sistemi özürlülük alanındaki politika ve hizmetlerin belirlenmesinde veritabanı olarak kullanılacaktır.
Engelliler İdaresi Başkanlığı ilk Özürlüler Şurasını 1998 yılında toplamıştır. Şura toplanmadan önce akademisyenlerin, kamu kurumlarının temsilcilerinin, özürlü örgütlerinin savunucularının katılımıyla farklı komisyonlar oluşturulmuştur. Komisyonlar özürlü bireylerin sorunları ve ihtiyaçları ile ilgili olarak mevcut durumu ve gelecekteki çabalara ilişkin hedefleri içeren raporlar hazırlamışlardır.
engelli bireylerin haklarına ve hizmetlere ilişkin yasa da özürlülük alanındaki farklı tarafların işbirliğiyle hazırlanmıştır. İlk Özürlüler Şurasının çalışmalarından kaynaklanan yasa Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemindedir.
Eğitim
Milli Eğitim Bakanlığı 1951 yılından bu yana özel eğitim programlarını müfredatına almıştır. Müfredat ve ilgili mevzuat 1983 ve 1997 yılında yeniden düzenlenmiştir. Özel gereksinimi olan çocukların eğitim sistemine dahil olmaları için ulaşılabilirlik, sınıf koşullarının hazırlanması, öğretmenlerin ve personelin eğitimi konusunda çeşitli çabalar bulunmaktadır. 2000-2001 Öğretim Yılında, 269 özel eğitim okulunda ve merkezinde, 2603 öğretmen ve 16155 öğrenci bulunmaktadır. İlköğretim okullarının sayısı ve öğrenci sayısı ile karşılaştırdığımızda engelli çocukların çok küçük bir bölümünün eğitim hakkından yararlanabildiği çok açıktır. Okul sistemi içine dahil olan engelli çocukların sayısının gelecekte artması umulmaktadır.
Sosyal Hizmetler
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Türkiye’nin bütün illerinde örgütlenmiştir. Kurum fiziksel ve zihinsel engeli olan bireylere hizmet veren 18 bakım ve rehabilitasyon merkezi bulunmaktadır. Bu merkezler için yaklaşık 2000 engelli birey sırada bulunmaktadır.
Kurum, çoğunluğu sivil toplum örgütleri ile ortaklık içinde işletilen, 30 merkezde gündüzlü rehabilitasyon hizmeti sunmaktadır. Sosyal güvenlik kurumları özel sektör ve sivil toplum kuruluşları tarafından işletilen gündüzlü rehabilitasyon merkezlerinin hizmetleri için 1997 yılından beri ödeme yapmaktadır. Bu nedenle özel rehabilitasyon merkezlerinin sayısı hızla 30’dan 200’e ulaşmıştır. Bu merkezlerin çoğunluğu zihinsel engelli bireylere hizmet sunmaktadır. Bu merkezler toplum tabanlı sosyal hizmetlerin geliştirilmesi için bir adım olarak değerlendirilebilir.
Özellikle zihinsel engeli yetişkin bireylerin uzun ve kısa dönemli yatılı bakımına yönelik ihtiyaç vardır. Ancak, bu konuda yapılan bir ödeme bulunmadığından yalnızca bir ya da iki özel rehabilitasyon merkezi yatılı bakım hizmeti sunmaktadır.
Gelecek
Türkiye’deki mevcut hizmetlerle engelli bireylerin sayısını karşılaştırdığımızda, iyimser olmak kolay değildir. İhtiyaçlar mevcut hizmetlerin çok ötesindedir. Bununla birlikte mevzuatta yapılan düzenlemeler; kamu, özel ve sivil toplum kuruluşları, özürlü örgütleri arasındaki işbirliği; engelli örgütlerinin savunuculuk çabaları; ve profesyonellerin ve akademisyenlerin giderek artan katılımı gelecek için umut vermektedir